3 Ağustos 2015 Pazartesi

DEVENİN BAŞI

Hoca, karısının evde yün eğirerek hazırladığı iplikleri pazara götürüp satarmış. İplikleri yok pahasına alırlarmış hep.
Sonunda Hoca dayanamamış, "Size bir oyun edeyim de görün!" demiş kendi kendine.
Bir gün bulduğu bir deve başını evine götürmüş, iplikleri bunun üzerine sarmış, kocaman yumağı gören iplikçi kuşkulanmış:
-Bunun içinde başka bir şey olmasın?
-Yok devenin başı, demiş Hoca.
İplikçi inanmış, akçeleri verip yumağı satın almış. İçinden deve başı çıktığını görünce, ertesi gün Hoca'ya:
-Hile yapıp yalan söylemeye utanmaz mısın, demiş.
Hoca diklenmiş:
-Sorduğun zaman "devenin başı" demedim mi?

ALLAH VERSİN

Hoca bir gün çatıda çalışırken aşağıdan geçen bir dilenci Hoca'ya seslenmiş:
-Hoca, hele aşağı gel bir şey söyleyeceğim,
Hoca, işi gücü bırakıp aşağı inmiş.
-Buyur, ne diyeceksin?
-Allah rızası için bir sadaka.
Hoca fena halde sinirlenmiş, ama dilenciye belli etmemiş.
-Gel hele, sen benimle!
Hoca dilenciyi alıp yukarı çıkmış:
-Allah versin, demiş.