30 Temmuz 2015 Perşembe

NE ZAMANDAN BERİ EVLİSİN

Günlerden bir gün, Hoca'ya sorarlar,
-Hocam, ne zamandan beri evlisin, diye.
O da gülümser,
-Beş yüz yıldır evliyim, der.
-Olur mu ya Hoca, sen de ne yaptın böyle? Daha Altmış yaşındasın, deyince Hoca ciddileşir.
-Sen gel de bizim evde bir gün yaşa da gör bakalım, zamanın nasıl geçtiğini!

İNATÇI EŞEK

Hoca inatçı eşeğinden bıkmış usanmış.
Canından bezdiği bir anda oğlunu ahıra çağırıp eşeği göstermiş:
-Bak oğlum, bu eşeğin inadından bıktım usandım.
Bundan sonra bu eşeğe ne yem vereceksin, ne de su... ne hali varsa görsün!
Hoca, ahırdan çıkınca oğlunun kulağına eğilmiş:
-Gözü korksun da inatçılıktan vazgeçsin diye söyledim. Sen bildiğin gibi yemini suyunu ver. Ben bilmemiş olayım!

TESTİYİ KIRMADAN ÖNCE

Hoca oğlunun eline bir testi tutuşturup çeşmeden su getirmesini istemiş. Çocuk dışları çıkarken de ensesine bir tokat atıp:
-Testiyi kırma ha, diye öğüt vermiş.
Bunu göre komşulardan biri:
-Yahu Hoca demiş, henüz testiyi kırmadan zavallı çocuğu niye dövüyorsun?
Hoca cevap vermiş:
-Testiyi kırdıktan sonra neye yarar be komşu!

BAL EKMEK

Nasrettin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde, tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiş. Nasrettin Hoca bayat ekmeği dişi ile kesemeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış. Ev sahibi gözü yerinden oynamış:
-Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanın içini rahatsız eder, demiş.
Hoca hiç ses .çıkarmadan balı bitirmiş ve:
-Kimin içini rahatsız ettiğini Allah biliyor, demiş.

ANAHTAR

Hoca bir gün anahtarını kaybetmiş, bahçede döne döne anahtarını arıyormuş.
Hanımı sormuş:
-Hocam, anahtarı nerede düşürdün?
-Be kadın, demiş Hoca, nerede düşürdüğümü bilsem hiç arar mıyım?

BEŞ KURUŞ

Bir gün Hoca yolda yürürken, biri arakadan ensesine sert bir tokat atar. Hoca neredeyse yere düşecek olur;
-Ne cüretle vuruyorsun!
Geç adam, biraz ukala bir tavırla özür diler. Küçük bir hata yaptığını, Hocayı bir arkadaşına benzettiğini söyler. Ayrıca, bu basit hatayı abarttığını Hocaya söyler.
Bunun üzerine, Hoca'yı mahkemeye gitmekten başka hiç bir şey ikna etmez. Hoca ısrarlıdır ve genç adamın kabul emekten başka bir çaresi yoktur, kadıya giderler.
Kadı her iki tarafı da dinler, ancak kadı genç adamın arkadaşı olduğundan, onu bu zor durumdan kurtarmanın çaresine bakarken, Hocayı da yumuşatmaya çalışır.
-Hoca, hislerini anlıyorum, herkes aynı şeyleri hissederdi bu durumda, şimdi ne dersin, bu genç adam kendine bir tokat atsa kabul eder misin?
Hoca bununla ikna olmaz, ısrar eder; mahkemeye yapılsın der.
Bunun üzerine kadı, genç adama beş kuruş ceza verir ve gidip getirmesini söyleyip kürsüden iner.
Hoca, genç adamın dönmesini bekler. Bir saat geçer, iki saat geçer fakat genç adam da ses seda yoktur. Mahkeme kapısının kapanmasına az kalmışken, Hoca kadının, en meşgul bir anında ensesine okkalı bir tokat atar ve ekler,
-Kusura bakma Kadı Efendi, daha fazla bekleyemeyeceğim. Gelirse söyle de benim beş kuruşu sana versin.

29 Temmuz 2015 Çarşamba

VASİYET

Hoca bir gün çok fena hastalanmış. Hoca'yı hasta duyan ziyaretine koşmuş, gelen gidenin haddi hesabı yokmuş.Hoca daha çok bunalmaya başlamış, fakat hiç kimseye kalkın gidin diyemiyormuş.
Hele gelenlerden bir kısmı varmış ki, Hoca'nın yanından hiç ayrılmıyorlarmış. Nihayet saatler sonra kalkmışlar, gitmek üzereyken:
-Hocam bizlerden bir isteğin var mı, diye sormuşlar.
Hoca yattığı yerden, oflaya puflaya:
-Hiçbir isteğim yok. Ama eğer ölürsem vasiyetim olsun; hastayı ziyarete gittiğiniz zaman yanında oturup kalmayın, demiş.
,

AMİN

Hoca, yaşlı eşeği kahhkın rahmetine kavuştuktan sonra eşek almaya gitmiş. Bir süre gezindikten sonra ilginç bir eşek bulmuş.
Bu eşek şükür deyince koşuyor,c amin deyince duruyormuş. Neyse bu ilginç eşeği Hoca satın almış, hemen denemeye başlamış. Binmiş eşeğe şükür şükür diye bağırmaya başlamış. Eşek iyice hızlandıktan sonra durdurmak için ne demesi gerektiğini unutmuş.
Sonra dua etmeye başlamış. "Allahm ne olusun bana yardım et, amin." Tabi amin deyince eşek durmuş. Kımete bakın ki, eşek tam da uçurumun kenarında kenarında durmuş.Hoca da bunu görünce;
-Çok şükür, demiş.

HELVA YAPSANA

Bir gün, Hoca'nın canı helva çekmiş. Doğruca bakkala gidip sormuş:
-Sen de un var mı?
-Var, demiş bakkal.
-Yağ var mı?
-Var.
Peki ya şeker?
-O da var.
-Be adam, demiş Hoca, madem hepsi var, ne duruyorsun? Helva yapsana!

KIRK YILLIK SİRKE

Komşusu,Nasrettin Hoca'ya:
-Hoca Efendi, demiş, sen de kırk yıllık sirke varmış.
-Var, demiş Hoca da.
-Biraz versene, ilaç yapacağım.
Nasrettin Hoca ellerini kaldırarak:
-Yoo, her isteyene verseydim sirke, kırık yıldır durur muydu?

HIRSIZ

Birgün Hoca'nın evine hırsız girer.
Nasrettin Hoca gürültü sesini duyar sessizce aşağı iner.Hırsız, eşyaları sırtına lıp dışarı çıkar. Hoca da hırsızı takip eder ve hırsızın evine gelir.
Hırsız eve girince Nasrettin Hoca, kapıyı çalar:
-Evladım seni bizim eşyaları buraya getirirken gördüm. Yardım edeyim dedim. Herhalde buraya taşınıyoruz!

TABUTUN NERESİNDE

Akıllının biri Hoca'ya sorar:
- Bir cenaze töreninde tabutun neresinde durmam gerek?
-Sağında mı, solunda mı, önünde mi yoksa arkasında mı?
Hoca ggülümser:
-Tabutun içinde olma da neresinde olursan ol!

KAVUK

Hoca bir gün arkadaşıylagidiyormuş arkadaşı Hoca'ya:
- Yahu Hoca! Dün senin evden sesler geliyordu,demiş.
Hoca demiş ki; hanımla kavga ettik, kavuk düştü, yuvarlandı, demiş.
Arkadaşı;
- Ama Hoca, kavuk o kadar ses çıkarmaz ki, demiş.
Nasrettin Hoca demiş ki:
-Eeee, kavuğun içinde ben de vardım tabii!

ŞALVAR PARASI

Nasrettin Hoca, çarşıya gidip bir şalvar beğenmiş.Tam alıp geri gidecekken geri dönmüş.Satıcıya:
-Vazgeçtim, demiş,şalvar yerine cübbe alacağım.
Cübbeyi almış giderken satıcı:
-Hoca Efendi, pra vermedin, demiş.
-Cübbenin yerine şalvarı bıraktım ya demiş Hoca.
Satıcı:
-Şalvara da para vermemiştin ki deyince Nasrettin Hoca kızmış ve şöle demiş:
-Ne tuhaf adamsın sen! Almadığım şalvarın parasını mı verecektim!

NE YER NE İÇER

Hoca ramazanı komşu bir köyde geçirir. köyde vaaz verirken bir ara Hz. İsa'nın göğe çekildiğinden söz etmiş. Camiden çıktıklarında yaşlıca bir kadın yanına yaklaşıp:
-Hoca, demiş, İsa peygamber göğe çekildi, dedin, ama orada ne yiyip ne içtiğini anlatmadın.
Hoca 'nın da canı çok sıkkınmış zaten:
-Bre kadın, demiş, günlerdir bu köydeyim, bir gün olsun şu zavallı Hoca ne yer ne içer demediniz de, gökyüznde Tanrı'ya kavuşmuş peygamberin ne yiyip içtiğini mi soruyorsun?

28 Temmuz 2015 Salı

FAKİRİN MALI

Bir gün Hoca'yı bir düğüne çağırmışlar. Yemeğe oturulunca Hoca ağzındaki sakızı çıkarıp burnunun ucuna yapıştırmış.
- Hoca Efendi, demişler, sakızı koyacak başka yer bulamadın mı?
Hoca başını sallamış:
- Ne olur ne olmaz! Fakirin malı her zaman gözünün önünde bulunmalı!

UYKUM YOK

Nasrettin Hoca köyün birine misafirliğe gider. Biraz sohbetten sonra, köylülerin uykusu gelir ve yatma vakti geldiğini hatırlatmak için:
- Hocam demişler, insan neden esner?
Bu sırada Hoca, köylüler kendisine yemek vermediklerinden, aç aç nasıl yatacağını düşünüyormuş.
-Ya açlıktan ya uykusuzluktan, demiş.
Sonra kendini zorlayıp esnedikten sonra eklemiş:
-Ama benim uykum yok! Varın gerisini siz anlayın!