30 Temmuz 2015 Perşembe

BEŞ KURUŞ

Bir gün Hoca yolda yürürken, biri arakadan ensesine sert bir tokat atar. Hoca neredeyse yere düşecek olur;
-Ne cüretle vuruyorsun!
Geç adam, biraz ukala bir tavırla özür diler. Küçük bir hata yaptığını, Hocayı bir arkadaşına benzettiğini söyler. Ayrıca, bu basit hatayı abarttığını Hocaya söyler.
Bunun üzerine, Hoca'yı mahkemeye gitmekten başka hiç bir şey ikna etmez. Hoca ısrarlıdır ve genç adamın kabul emekten başka bir çaresi yoktur, kadıya giderler.
Kadı her iki tarafı da dinler, ancak kadı genç adamın arkadaşı olduğundan, onu bu zor durumdan kurtarmanın çaresine bakarken, Hocayı da yumuşatmaya çalışır.
-Hoca, hislerini anlıyorum, herkes aynı şeyleri hissederdi bu durumda, şimdi ne dersin, bu genç adam kendine bir tokat atsa kabul eder misin?
Hoca bununla ikna olmaz, ısrar eder; mahkemeye yapılsın der.
Bunun üzerine kadı, genç adama beş kuruş ceza verir ve gidip getirmesini söyleyip kürsüden iner.
Hoca, genç adamın dönmesini bekler. Bir saat geçer, iki saat geçer fakat genç adam da ses seda yoktur. Mahkeme kapısının kapanmasına az kalmışken, Hoca kadının, en meşgul bir anında ensesine okkalı bir tokat atar ve ekler,
-Kusura bakma Kadı Efendi, daha fazla bekleyemeyeceğim. Gelirse söyle de benim beş kuruşu sana versin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder